Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı? - Büşra Sanay | Kitap Yorumu | Kitapta Derinleşmek

 Son birkaç aydır okumalarımı iyi seviyelere çıkarmayı başardığımı düşünüyorum, aslında bunda storytel uygulamasının da çok katkısı oldu diyebilirim. 2023'e girerken yeni yılla ilgili "bu yıl daha çok okuyacağım ve bunu düzenli bir alışkanlığa dönüştüreceğim" diye bir hedefim de vardı. Ardından bu hedefimi biraz sesli kitap uygulamasıyla hızlandırmaya başladım ve işe gidip gelirken, genellikle de sabahları yaklaşık bir saat kitap dinleyerek onlarca kitap bitirmeyi başardım. Bu bana inanılmaz bir kolaylık sağladı. Ardından yavaş yavaş hem sesli kitabı hem de fiziksel kitapları birlikte okumaya ve sürdürmeye çalıştım. Böylece hem dinliyor hem de okuyordum, kitapları bitirme sürem git gide hızlanmaya başladı. Son olarak da kitapları okumak için artık uygun bir ortam arayışından vazgeçmeye başladım. Kitapları çantama alıyorum, elime alıyorum, bir cep telefonu gibi yanımda taşımaya başlamış oldum ve metrobüste dahi kitap okuyarak yolculuklarımı değerlendiriyordum. Kitap okuma serüvenini bir kenara bırakarak bu makaleyi neden yazmak istediğime dönmek istiyorum, yoksa başlıkla çok farklı bir konuyu yazmış olacağım. 

Kitapları okurken hoşuma giden içerikleri de arada sırada instagram hesabımda paylaşmaya çalışıyorum, ancak bunu her kitap için yapmak elbette zor oluyor, Yani sürekli kitaplardan içerik paylaşırsam artık insanlar beni edebiyat bölümü okumaya veya sosyoloji/psikoloji alanlarına yöneldiğimi düşünmeye başlayabilirler. Bunun olmasını istemem :)

Yine bir blog yazarken bu köşemi ne kadar da çok ihmal ettiğimi fark ettim. Olsun, zamanla daha sık yazmaya ve kendimle ilgili bir şeyler eklemeye, düşüncelerimi paylaşmaya çalışırım. Bu köşe benim için ne olursa olsun özel ve değerli. Paylaşmak istediğim çok şeyler var..

Geçtiğimiz günlerde Büşra Sanay'ın kaleme aldığı ve Muazzez İlmiye Çığ ile yaptığı "Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?' söyleşi kitabını bitirdim. Tuhaf kitap tarafından yayınlanan bu söyleşi çalışmasını yayınlanır yayınlanmaz aldım ve bir solukta okudum. Gerçekten benim için ufuk açan, tazeleyen, iyi hissettiren ve düşündüren bir kitap oldu. Büşra Sanay'ın zaten imzası olan bir çalışma tartışmasız harika olmalıydı, kendisini CNN muhabirliği yaptığı dönemden tanıyor ve takip ediyorum.  Benim gözümde çok entelektüel, toplumsal duyarlılığı yüksek ve kendine özel bir tarzı olan bir şahsiyet. 

Kitapta Derinleşmek

Kitapta derinleşmek tabirini aslında ben kendim biraz uydurdum, aklıma böyle bir ifade geldi. Anlatmak istediğim şey ise bir kitabı okuduktan sonra o kitapla ilgili farklı keşiflere de yelken açabilmek. Elbette bu dediğimi her kitapta yapmıyorum, anlam yükleyebildiğim, çok beğendiğim ve faydalı bulduğum kitaplarda daha çok yapmaya özen gösteriyorum. Tam olarak kitap bittikten sonra içeriğinde geçen kişilerle ilgili, hikayesiyle ilgili, mekanlarla ilgili, yazar ve konularla ilgili elde edebileceğim farklı bilgilere yöneliyorum. 

Örneğin geçtiğimiz haftalarda John Steinbeck'in kaleminden yayınlanan "Fareler ve İnsanlar" kitabını bitirdim. Bu kitapta çok hoşuma giden, hap gibi akıcı, bir yudumda okunabilen bir içeriğe sahip. Çok beğendiğim için kitapla ilgili başka şeyler daha öğrenmek ve araştırmak istedim. Bu durumda internette kitapla ilgili yorumları okudum, insanlar neler yazmış ve çizmiş araştırdım, yazarın biyografisini okudum, fotoğrafına baktım, kitapla ilgili altını çizdiğim yerleri dijital defterime aktardım, kitapla ilgili farklı bir yapım var mı araştırdım. Bu derinleşmenin sonunda kitap'tan uyarlanan bir film olduğunu gördüm ve "Of Mice and Men" isimli filmi izledim. Lennie ve George'u daha yakından görmüş ve böylece kitap iyiden iyiye dünyamda bir yer edinmiş oldu. Hikaye daha da anlamlı bir hale geldi... İşte benim için derinleşmek bu tarz şeyleri ifade ediyor. Aşağıdaki resimde okuduğum kitap ve izlediğim filmin görselleri bulunuyor:

Fareler ve İnsanlar

Gelelim "Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?" kitabına. Blog düşündüğümden biraz uzun olacakmış gibi hissettim ama hayırlısı. Kısa tutmak için elimden geleni yapacağım. Hazır üşengeçliğimi yenip yazma cesaretini gösterdim "Kitapta Derinleşme" konusunu birazda Büşra Sanay'ın kaleme aldığı bu eserle ilgili örnek vererek aktarmak isterim. Kitap bir söyleşi içeriğine sahip, daha önce de sanırım söylemiş olabilirim. Muazzez İlmiye Çığ hanımefendiye aktarılan sorular ve onun verdiği cevapların derlenmesinden oluşuyor. Gerçekten çok güzel analizler ve tespitlerin yer aldığını söylemeden edemeyeceğim. Bu nedenle altını çizdiğim yerler elbette oldu. Hepsinden bahsetmektense küçük bir bölümden beni etkileyen bir alıntı paylaşmak istiyorum. Muazzez hanım bir yerde "Eğitim" ve "Öğretim" arasındaki farkları açıklamaya çalışıyor ve burada verdiği örnekler benim çok hoşuma gitmişti. Ben de bir eğitimci olarak bazen velilerimle kodlama eğitiminin geleceği ve çocuk gelişimine olan katkısı üzerine konuştuğumuzda bu kavramlar üzerinde durduğumuz oluyor. Örneğin kodlama eğitimi ne kadar sürecek, çocuğum ne olacak, ne zaman oyun tasarlayacak veya bu eğitimin diğer derslere veya duygusal gelişime olan katkıları nelerdir gibi sorularla karşılaşabiliyoruz.

"Öğretim esası bilgiye dayalı, eğitimin esası ise bilgiyi yorumlama ve uygulamaya dayalıdır. Ama en önemlisi, öğretim akademinin, eğitim ise toplumun konusudur. Bu anlamda eğitim hayat boyu devam ederken, öğretim ise literatürle son bulur. Eğitimi, öğretimi de kapsayan genel bir süreç olarak ele alabiliriz. Örneğin ailemiz bizi eğitir, ders kitaplarımız ise bize öğretir. Bu anlamda eğitim toplumsal ahlak ile kesişir, öğretim ise daha bireyseldir. Yine bir insanın kıtaları ve okyanusları bilmesi o kişinin öğretiminin bir parçasıyken, örneğin kalabalık içinde yüksek sesle konuşmanın kabalık olduğunu bilmesi, eğitimin bir uzantısıdır."

"Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı? - Muazzez İlmiye Çığ (Söyleşi:Büşra Sanay)" Tuhaf kitap sayfa:83

Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?

Derinleşme

Peki bu kitabı bitirdikten sonra neler yaptım? Hızlıca özetlemek istiyorum, sonrasında bu gönderiyi artık bitireyim galiba çok uzun oldu. Kitabı bitirdikten sonra elbette bir sindirme süresi oldu. Ardından aldığım notları inceledim. 

Devam eden günlerde Pınar Sabancı'nın düzenlediği ve aynı isimle yeni başlayacağı bir söyleşi programı olduğunu gördüm. Biletimi aldım ve Zorlu PSM'de geçtiğimiz gün söyleşi programına katıldım. Birbirinden kaliteli psikologlar, tarihçiler ve sanatçıların çıktığı sahnede Pınar Sabancı tarafından sorulan sorular ve içimize su serpen cevapları dinledim. Çok kaliteli bir programdı ve sanırım devamı gelecek. 

Başka neler yaptım? Muazzez hanımın Sümerlerle ilgili eserlerin İstanbul'da Şark müzesinde bulunduğunu söylemesi üzerine iş çıkışı bir gün Arkeoloji Müzesinin de yer aldığı Gülhane'ye gittim. Ve Arkeoloji Müzesini gezerek tarihi bir yolculuğa çıktım, asıl amacım Sümer tabletlerini görmekti ancak ne yazık ki gittiğimde Şark eserleri bölümünün restorasyona girdiğini gördüm. Yine de bu eserlerin burada olduğunu öğrenmiştim ve açıldığında tekrar gidip özellikle titiz bir şekilde Şark eserleri bölümünü gezmek istiyorum. Bu arada müze gezmeyi çok sevmeme rağmen bu müzelere İstanbul'da hiç gitmemiş olduğumu fark ettim. 

Bir de Büşra Sanay'ın youtube'daki bir söyleşi videosunu izledim. Bu videoda da bir sonraki kitap çalışmasıyla ilgili bir bilgi paylaşmıştı, "Suç" kavramıyla ilgili bir çalışma yapacağını belirtmiş. Onu da bu vesileyle öğrenmiş oldum. Yayınlanırsa okumak çok isterim.

Özetle, kitabı bitirdikten sonra, aynı isimle yeni başlayan bir söyleşi programına katıldım. Ardından kitapta geçen eserleri görmek için müze ziyaretine gittim ve yazarla ilgili biraz daha araştırma yaptım ve kitaptan alacağım şeyleri almaya çalıştım. Özellikle Pınar Sabancı'nın söyleşi programı çok başarılı geçmişti. Şimdi sırada Muazzez hanımın Sümerlerle ilgili yazdığı başlangıç seviye bir kitabı okumak olacak, bunu okuma listeme ekliyor olacağım ve tekrar açıldığında Eski Şark Eserleri Müzesini ziyaret ettiğimde de bu yolculuk belki de çok daha anlamlı bir yere varacak. Ama anlatmak istediğim "Kitapta Derinleşme" kavramı işte bunlardan ibaretti. Sevdiğim bir kitap olduğunda biraz daha sindirmek ve hayatıma işlemek istiyorum, o zaman daha da anlamlı bir hal alıyor. Kitapların sürüklediği yerler kadar güzel bir şey olabilir mi? Şimdi farklı kitaplarla bambaşka yolculuklara çıkma zamanı...

Pınar Sabancı söyleşisinden bir görüntü, anons yaparak program sırasında çekim yapmak yasak dedikleri için ben elbette boş sahneyi çektim. :)

Yaşadım Demek İçin Ne Yapmalı?

Müze ziyaretimden birkaç fotoğraf:

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kişisel Ağaç Dikme Hedefim: 1000 Tane Fidan Dikmek İstiyorum

Fareler ve İnsanlar Üzerine